Diyanet sosyal medyadan yakınıyor,
Cemaat ve tarikatlar da…
Saatlerce vaazlar veriliyor ve söylediklerindeki tek şey "bu sosyal medya ve bilişim şöyle kötü böyle kötü, ahlaksız, tehlikeli, çok tehlikeli…"
Bizim muhteremler sütten çıkmış ak kaşık,
Maşallah hemen hepsi görevlerini bihakkın yapan; İslam'ı yaşayarak anlatan mürşitler!
Tebliğ ve irşatçılar!
Öyle mi peki?
Keşke…
Keşke öyle olsalar ama alakaları bile yok.
Ama ne hikmetse,
"Çıkmış İslam bülbülleri,
Öter Allah deyu deyu…"
Bazısı ezan okumayı bile zahmet görür, telefonundaki sosyal medya programından ezan okutur,
Gelen cemaate de "sosyal medyadan uzak durun" diye telkinde bulunur!
Pek çoğu da,
Sosyal medyayı zemmettikleri vaaz videolarını sosyal medyada paylaşan fenomen bozuntusu,
Fenomen olma heveslisidir!
Bunlar var ya bunlar;
Söylemde İslamcı,
Lafta dindar,
Eyleme gelince; kocaman bir fısss…
Tam bir komedya,
Tam bir cazgırcılık oyunu…
Ahkam kesmeci bir hamakat,
Hamasete dayalı dinsel sadakat…
Ellerinde her türlü sosyal medya enstrümanlarıyla bezenmiş son model telefonlar ve dillerinde sosyal medyayı kötüleyen söylemler…
İslam'ı eksik İslamcılık,
Dini eksik dincilik,
Diyaneti eksik işletmecilik...
Ama müthiş bir din bezirganı, ahlak zabıtasıdırlar,
Sosyal medya şöyle kötü, böyle zehirli, ahlaksızlığın dibi gibi söylemlerde mangalda kül bırakmazlar!
O halde soruyorum;
Sen, ilmiyle amel edici,
Etvarıyla (tavırlarıyla) örnek olucu,
Söylem ve eylemiyle yol gösterici,
Bir nevi panzehir getirici olmalıydın veya olacaktın!
Aslî fonksiyonun ve görev tanımın böyle.
Hani neredesin,
Ne söylemekte ve neler yapmaktasın; hiç düşündün mü!
Ben söyleyeyim, buyurun siz de aksini iddia edin de göreyim;
Eğer ki, bu devlet bir ay maaş vermese camiye gidip namaz kıldırmayacak din görevlisi o kadar çok ki!
Din görevliliğini sadece iş gören ve fırsatını buldukça başka işler de çeviren din görevlisi o kadar çok ki!
Namazı çarçabuk kıldırıp, hemen telefona sarılıp sosyal medyadan borsa takibi yapan din görevlisi o kadar çok ki!
İnternet siteleri kurarak sosyal medya üzerinden cemaat ve tarikatına insan tavlamaya çalışan o kadar çok cemaat sözcüsü ve tarikat vaizi/vaizesi var ki!
Kendi cemaat ve tarikatının reytingini artırmak, diğerlerine galebe çalmak ve daha bir kitleselleşmek için sosyal medya üzerinden back to back çöpçatanlık yapan o kadar çok kanaat önderi veya cemaat abi-ablaları var ki!
Hal böyleyken,
"Hz. İbrahim'e indirilen koyunu gidip pazarda satacak" tıynetteyken,
Sen çıkacak ve dinsel söylemler ve uhrevi delillendirmelerle sosyal medyayı yerecek, yere sokacaksın!
Olmaz hocam olmaz,
Kimse seni tınmaz, takmaz ve duymaz.
Çünkü sen kendini duymuyorsun ve kendi sesine bile yabancısın!
Çünkü sen, söylediğine kendin de inanmıyorsun, inanmadan söylüyorsun,
Çünkü sen, "bunları bunları konuş" dendiği için konuşuyor; konuştuğun şeyleri kendin bile tutmuyorsun!
Olan ne hocam biliyor musun,
Ben söyleyeyim;
Tam bir İslamik/Dinsel Pasifizm,
Söylemsel dincilik,
Tam bir Emevicilik,
Konsept kompakt ve eko-matik bir İslamcılık…
Sizin yaptığınız;
Maketten ev satan müflis emlakçılık,
Allah'ın sıcak suyunu kullanıp devletin arazisine yaptığı tapusuz devremülkü satan bir termalciliktir!
Kısaca ve özetle;
Allah'ın taşıyla sosyal medya kuşunu vurmaya çalışıyorsunuz,
Ama kimse yemiyor, sözünüz yankı bulmuyor, tebliğiniz kabul görmüyor.
Dinde pasif, bireysellikte agresif çabalarınızla din gibi proaktif bir mefhumu pasifize ediyor, etkinsizleştiriyor ve kişisel güç devşirmekte sınır tanımıyorsunuz!
Yazık yazık, çok yazık…
***
Günün Sözü
Hocanın dediğini yap ama yaptığını yapma…
***
Halil Cibran
"Din bir tarladır insanlar için,
Sadece menfaati olanlar sürer o tarlayı…
Kimi cennete gitmeyi umut eder dindarların,
Kimi de cehennem ateşinden korkar cahilce…
İbadet etmezdi insanlar hiçtir Tanrı'ya;
Yeniden dirilme korkusu olmasaydı…
Ve inkar ederlerdi Tanrı'yı;
Sevap beklentisi olmasaydı…
Sanki, din bir ticarethanedir onlar için; işlettiklerinde kazanıp, ihmal ettiklerinde zarara uğradıkları!.."
Din mi eksik yoksa dinci mi fazla!
